Günümüzdeki ve Gelecekteki İnsan Kaynakları Yönetimi

Bugün insanı rekabette etkin kullandırtabilecek bir fonksiyondan bahsetmek istiyorum; “İnsan Kaynakları Yönetimi”. Türkiye’de ne yazık ki hala birçok işletme kavramasa da genelde işletmelerin, İnsan Kaynaklarının önemini kavramaları yönetim bilimindeki gelişmeler ve oluşan bilgi birikimi  ile açıklanabilirse de bu bilgi birikimini hızlandıran çevresel pek çok değişkenden de söz etmek gerekir. Toplumlardaki ekonomik, sosyal, kültürel, yasal, siyasal ve benzeri değişiklikler, insan unsurunun çalışma yaşamına daha fazla oranda katılmasını sağlamış ve insanların işe karşı tutum ve değer yargıları değişmiş; çalışanların bilinç/eğitim düzeyleri yükseldikçe, işlerinden beklentileri artmıştır.

Günümüzde, geleneksel yönetim kültüründen çağdaş yönetim kültürüne-başka bir deyişle, işletme yönetimi kültürüne geçiş olgusu, aynı zamanda, geleneksel personel yönetiminden gelecekteki insan kaynakları yönetimine doğru bir değişimi de anlatmaktadır. İnsan kaynakları yönetiminin  içerik olarak gösterdiği gelişim aşamalarında örgüt kuramlarındaki çeşitli yaklaşımların etkili olduğu gözlenmektedir.

Günümüzde İnsan Kaynakları Fonksiyonu sadece mecburen var olan bir birim, işçi-işveren-sendika üçgeninde bir gider kalemi olmaktan çıkmış, teknolojinin gelişim hızına uygun bir dinamizmde, iç ve dış rekabetteki avantajı yaratan örgütün kaderini elinde tutan ve örgütün en değerli aktif kalemin yöneten stratejik bir yer almıştır. İnsan kaynakları fonksiyonundan bu gelişimler doğrultusunda beklentiler de artmıştır. Sermayedarlar insan kaynaklarından, rekabet gücü, esneklik, yetkin ancak sadık çalışanlar, düşük maliyet, yüksek verim, yüksek kar beklerken, iç ve dış ilişkilerin sorunsuz yönetimini de talep etmektedir. Toplum ise, sorumlu vatandaşlar, sorumlu örgüt ve sosyal adaletin sağlanmasına katkıyı insan kaynakları fonksiyonundan beklemektedir. Çalışanlar ise insan kaynakları fonksiyonundan, iş güvencesi, yüksek yaşam standardı, yaşam boyu öğrenme, kariyer beklentisi ve tatmin olma istemektedir. Çünkü artık günümüzde çalışanların profilleri sosyal, yaratıcı, kendisi için yüksek standartlar koyan, en az bir uzmanlık alanına sahip, insiyatif almayı seven, daha fazla para kazanmayı seven, omuzlarında kıdemli yöneticileri taşımak istemeyen, meraklı ve her şeyin farkında olan kişiler olarak şekillenmiştir.

Bu beklentilerin yanında İnsan kaynakları misyonerleri bu fonksiyondan değişim elçisi, kültür taşıyıcısı, uzlaşma platformu ve kurumsal bilginin yaşam alanı olmasını beklemektedir. Artık çağdaş insan kaynakları fonksiyonun temel amacı; teknik, insan ilişkileri, mesleki ve yönetsel becerilerin etkin olarak kullanılmasıyla, çalışanlara ve örgüte katma değer yaratmaktır. Bu bağlamda, insan kaynakları fonksiyonun rolleri çeşitlenmektedir. İnsan kaynakları stratejilerini ve uygulamalarını örgütün genel stratejisi ile uyumlu kılmak için insan kaynakları stratejik iş ortağırolü oynamalıdır. İnsan kaynakları süreçleri ve hizmetlerini tasarlamak ve etkin bir şekilde uygulamak için süreç uzmanı, örgüte değişim kapasitesini yaratma konusunda katkıda bulunmak için ise değişim ajanı rolünü oynamalıdır. İnsan kaynaklarının son rolü ise çalışanların bireysel gereksinimleri, ilgileri, günlük sorunlarıyla ilgilenmek için çalışan elçisi rolüdür. Bu rollerin ağırlıklarının personel yönetiminden gelecekteki insan kaynakları yönetiminin gelişimi incelendiğinde değiştiği görülmektedir. Geleceğe doğru gidildikçe stratejik ortaklık rolünün dilimi, diğer rollere göre daha fazla ağırlık kazanmaktadır.

Açıklık, ekip çalışması, girişimcilik ve yaratıcılığı destekleyerek, yetkin, motivasyonu yüksek, verimli ve saygın bir çalışan topluluğu yaratmayı misyon edinen insan kaynakları, destek değil, iş ortağı, kader belirleyici değil,  yol gösterici, ilişkisel değil, ilkesel, değişimi seyreden değil, öncülük eden, performansı denetleyen değil, yöneten ve re-aktif değil, proaktif olmalıdır. Sonuç olarak geleceğe odaklanmak istiyorsak işletmelerimizde klasik personel yönetimi mantığından sıyrılıp, İnsan Kaynakları Yönetimini aktif hale getirmeliyiz…

Dr. Barbaros Kon

This Post Has 0 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top