YENİ YILDA KENDİNİZİ YÖNETMEK İÇİN HAREKETE GEÇME ZAMANI!

İnsan, hayatında gerçekleşen olaylara karşılık merkezine kendini yerleştirmek yerine bir başkasını yerleştirirse krallığının başkenti şaşar. Başkasının yörüngesine geçerek kendisinden ve kendi gerçeklerinden uzaklaşır. Giderek kendinden uzaklaşan kişininse kendi kendini kontrol etme ve değiştirme anlamlarına gelen ”self-control”ü artık iradesi dışında kalır. Bu süreçten sonra artık hayatımızda gerçekleşen olaylarda başrol olarak bağ kurmak yerine adeta seyirci olarak kalırız.

Pandemi etkisiyle de dozunu iyice artıran “değişim isteği”, hayatımızdaki tüm alanlara nüfuz etmiş durumda. Özellikle yeni yılın gelmesi, kişilerin hayatlarının farklı alanlarında yeni ve tertemiz birer sayfa açma isteğini, yeni şeyler deneme cesaretini ve daha önce atmamış oldukları adımları atma isteklerini canlandırmış durumdadır. Her ne kadar yerel ve global gündem, kişilerin moral ve motivasyonunu olumsuz etkilese de  oldukça yoğun bir motivasyonla, değişimi arzular ve hayatımıza dahil etmeye çalışırız. Başka bir iş yerinde çalışmak, mesleğini değiştirmek, başka ülkeye veya şehre yerleşmek gibi “Tebdili mekanda ferahlık vardır” dürtüsü, usulca kişilerin kulaklarına fısıldar.

Son zamanlarda gerek pandemi şartları gerekse de kişilerin bu alanda bilinçlenmesi nedeniyle başka yaşantılarla ilgilenmek yerine, kendimize, özümüze yöneldiğimiz dönemlerden geçiyoruz. Kendi ihtiyaç ve doyum noktalarımızı keşfettiğimiz ve bunlar hakkında bilinçlendiğimiz günlerden geçtik ve geçiyoruz. Başka yaşantılarla ilgilenmenin, normlar çerçevesinde şekillenmenin, kısaca ”kendi” haricinde “köklenmenin” sonucu olarak ”mış gibi” kariyer ve başarı temelli idealler yerine kişilere daha fazla doyum sağlayacak değerlerin peşinden gitmenin revaçta olduğu bir dönemdeyiz.

Fark etmeden fark yaratılamaz mottosuyla kişilerin kendilerini tanıma yolculuğunda sevdiği işi yapmak için adım atması, iş yerlerinde rotasyon talep edenlerin ve hırslarından sıyrılarak minimal yaşama adım atanların sayısının artmasına sizler de çevrenizde şahit olmuşsunuzdur. Robin Sharma Ferrasini Satan Bilge kitabında “Başka birinin hayalleri hakkında düşünerek geçirdiğin her saniyeyi kendinden çalmış olursun” diyerek önceliğin kendinde olması gerektiğini çok güzel ifade etmiş. Yani kişi kendisinin neye ihtiyacı olduğunu bildiği müddetçe iç tatminini sağlaması ve bu doğrultuda zamanını yönetebilmesi daha kolay ve doğru olacaktır. Kim olmak istediğinden çok, kim olduğunu fark edenler, kendi gerçeğini bulma yolculuğuna çıkıyor. Peki durduğun bu eşik ve o kaçma isteği “farkındalığının” müjdecisi olabilir mi?

Yazar Nell Sullivan “bazen hedeflerimize ulaşmamız için bir şeyin bizi dürtmesi, rahatımızı bozacak bir şey olması gerekir. İnsan ancak böyle zamanlarda yeterince gözü pek ve girişken olabilir. Krizleri fırsata dönüştürmek gerekir” der. Belki de yaşanan pandemi, hızına ve suni değerlerine kapıldığımız dünyayı sorgulamamız ve bir adım geri atarak durumları değerlendirmemiz için gerekli bir fırsattır. Siz de bu fırsatı değerlendirmek adına kendinize bazı sorular sorabilirsiniz. Hatta belki de bu sorulardan bazılarını şimdiye kadar kendinize sormuş ve şu an cevapları bulma serüvenindesinizdir.

Kendinizle aranıza bir mesafe koyun ve kuş bakışı gözlemle sizde olup biteni değerlendirin, ama tarafsız olmayı unutmayın. Ayrıca kendinize karşı çok da acımasız olmayın. İnsan başka hayatları ve insanları değerlendirirken daha duyarlı ve affedici olabilir ama kendisine karşı katı kuralları ve keskin köşeleri vardır.

Mesleğinizle, yapmak istediğiniz iş arasındaki mesafeyi ölçün. Kendinizi gerçekleştirmeye ne kadar yakınsınız? 

  • Doğayla buluşun; hayvan ve bitki besleyin.
  • Nefes egzersizlerini hayatınıza dahil edin. Zihniniz dağıldığında onu yeniden kontrol eden bu aracı, bilinçli bir şekilde aktive ederek “anda” kalın.
  • Yediklerinize dikkat edin.
  • Kendinize yatırım yapın. Koçluk ve farkındalık atölyeleriyle kendinizi tanıyın.
  • Teşekkür etme ve şükür enerjisini ruhunuzda taşıyın. Bunu sık sık tekrarlayın.
  • Sosyal medyanın sahte spot ışıklarından uzak durun.
  • Siz biriciksiniz. Sürekli olarak kendinizi cezalandırmaktan ve yargılamaktan vazgeçin.
  • Hep öğrenci kalın. “Biliyorum” egosuyla gelişiminize ket vurmayın

Humanica Editör

This Post Has 0 Comments

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Back To Top